”2020 sonrası dönemde yeni bir rejime ihtiyaç var”
Cumhurbaşkanı Erdoğan kritik kümelenme oluştuğu takdirde Türkiye'nin iklim değişikliği ile mücadelede üzerine düşeceğini yapacağını söyledi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM tarafından New York'ta düzenlenen iklim zirvesine katılarak bir konuşma yaptı. Tayyip Erdoğan burada yaptığı konuşmada, küresel ısınmanın olumsuz etkilerinin dünyanın her bölgesinde farklı şekillerde hissedildiğini ve son yıllarda meteorolojik olaylardan kaynaklanan doğal afetlerin hem sayısında… View Article
Cumhurbaşkanı Erdoğan kritik kümelenme oluştuğu takdirde Türkiye'nin iklim değişikliği ile mücadelede üzerine düşeceğini yapacağını söyledi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM tarafından New York'ta düzenlenen iklim zirvesine katılarak bir konuşma yaptı.
Tayyip Erdoğan burada yaptığı konuşmada, küresel ısınmanın olumsuz etkilerinin dünyanın her bölgesinde farklı şekillerde hissedildiğini ve son yıllarda meteorolojik olaylardan kaynaklanan doğal afetlerin hem sayısında hem de sıklığında ciddi artış yaşandığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında iklim değişikliği ile mücadelede 2020 sonrası dönemde yeni bir rejime ihtiyaç duyulduğunu ve Türkiye'nin kümelenme oluştuğu takdirde iklim değişikliği ile mücadelede üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu ifade etti.
Recep Tayyip Erdoğan'ın New York'taki iklim zirvesinde yaptığı konuşmanın tam metni şu şekilde;
''Günümüzün en önemli sorunlarından biri olan iklim değişikliği konusunda düzenlenen hu zirvenin başarılı geçmesini diliyorum. Sayın Genel Sekretere iklim değişikliği konusunda sergilediği çabalardan dolayı şükranlarımı sunuyorum.
Buradaki görüşmelerin 2020 sonrası iklim değişikliği rejimine ilişkin gelecek sene sonunda Paris’te sonuçlandırılması öngörülen anlaşmanın müzakere sürecinde önemli bir sinerji oluşturacağına inanıyorum.
Bilindiği gibi küresel ısınmanın olumsuz etkileri dünyanın her bölgesinde farklı şekillerde hissediliyor. Son yıllarda meteorolojik olaylardan kaynaklanan doğal afetlerin hem sayısında, hem de sıklığında ciddi artışlar meydana geldi. Bu bakımdan iklim değişikliği ile mücadelede 2020 sonrası dönemde yeni bir rejime ihtiyaç var. Meselenin özüne inerek, bu rejimin unsurlarını doğru tespit etmeliyiz.
Yeni sistem, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin temel ilkelerini göz önünde bulunduran, şeffaf, kapsayıcı, adil ve eşitlikçi olmalıdır. Bu çalışmalarda, günümüzdeki ve yakın gelecekteki ekonomik gerçekler mutlaka göz önüne alınmalıdır. Salım azaltımına ve iklim değişikliğine uyuma eşit ağırlık verilmelidir. Varılacak anlaşmada tüm ülkeler adil bir hukuki statüyle yer bulmalıdır. Bağlayıcı olacak bu anlaşma, 'ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar' ile 'göreceli kabiliyetler' temelinde, ülkelere gerekli esneklikleri tanımalıdır.
Küresel iklim değişikliği ile mücadelede sanayi devriminden itibaren tarihsel sorumluluğa sahip gelişmiş ülkeler, salım azaltımı, finansman ve teknoloji desteği konusunda daha fazla sorumluluk üstlenmelidir. İklim değişikliğinin sebebi olmayan, ancak sonuçlarından en çok etkilenen En Az Gelişmiş Ülkeler ile Kalkınmakta Olan Küçük Ada Devletlerinin hakları korunmalıdır.
Bununla birlikte salım azaltımı konusunda gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ayrımı yapılmaksızın sorumluluk alınması gerektiğine inanıyoruz. Tüm ülkelerin salım azaltımı ile ilgili ulusal olarak belirlenmiş katkılarını 2015 yılının ortalarına kadar açıklamak üzere çaba göstereceklerinden eminim. Özellikle finansman konusunda, 2010 yılında Kankun’da gelişmiş ülkeler tarafından taahhüt edilen sözlerin bir an önce yerine getirilmesi şarttır. Teknoloji transferi ve kullanımında 'fikri mülkiyet hakları' noktasında kolaylaştırıcı ve teşvik edici tedbirler alınmalıdır. Yeni rejimin müzakerelerinde gerekli güven ortamını tesis etmenin önceliğimiz olması gerektiğine inanıyorum. Bu süreçte ana kirleticilerin sergileyecekleri olumlu tutum önemli bir rol oynayacaktır.
Sayın Başkan,
Türkiye daha önce ifade ettiğimiz üzere kritik kümelenme oluştuğu takdirde iklim değişikliği ile mücadelede üzerine düşeni yapmaya hazırdır. BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne taraf ülkelerin özel şartları, ekonomik ve sosyal kalkınmayla birlikte çevrenin korunması hedefleri, enerji talepleri, imkan ve kabiliyetlerinin farklılıkları, ülkemizin yapacağı katkının çerçevesini çizecektir. 1990-2012 döneminde, iklim değişikliği ile mücadelede hayata geçirdiğimiz politikalar sayesinde, salım miktarından yüzde 21 oranında düşüş sağladık.
Bu rakama ormanlar ile ilgili yaptığımız kapsamlı çalışmalar dahil değildir. Aynı dönemde ekonomimizdeki karbon yoğunluğu da yarı yarıya azaltıldı. Bu gelişmelerin tamamı ulusal kaynaklarımız ile sağlandı. 2011-2023 yıllarını kapsayan İklim Değişikliği Eylem Planımız doğrultusunda bu çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Bu dönemde yenilenebilir enerjinin toplam enerji üretimindeki payını yüzde 30’a yükseltmeyi ve ekonomimizin enerji yoğunluğunu yüzde 20 azaltmayı hedefliyoruz. Yine bu dönemde enerji verimliliğini artırmayı ve orman alanlarımızı 1,3 milyon hektar genişletmeyi öngörüyoruz. Salım projeksiyonlarına yönelik çalışmaları 2015 yılının ilk yarısında tamamlamayı planlıyoruz. Bu çerçevede, hayata geçirebileceğimiz 'ulusal olarak uygun salım azaltım eylemleriyle' hangi oranda azaltım sağlayabileceğimizi belirleyebileceğiz. Gelişmekte olan bir ülke olarak yeni sistem kapsamında alacağımız finansman ve teknoloji destekleri, Türkiye’yi iklim değişikliği ile mücadelede daha güçlü kılacaktır
Sayın Başkan,
Müzakere sürecinde önümüzde kısa bir süre var. Bu süreçte mümkün olduğunca yapıcı davranmalı ve samimi olmalıyız. Öncelikle Aralık ayında Peru’da gerçekleştirilecek olan BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 20’nci Taraflar Konferansı’nı başarıyla sonuçlandırmalıyız. Bu toplantıdan yeni rejimin temel unsurları üzerinde uzlaşmış bir şekilde ayrılmalıyız. Takip eden dönemde de ulusal hazırlıklarımızı tamamlayarak, Paris’teki 21’nci Taraflar Konferansı’nda 2020 sonrası iklim değişikliğine ilişkin bağlayıcı nitelikli bir anlaşmayı sonuçlandırmalıyız.
Teşekkür ediyorum, başarı ile sonuçlanacak bir iklim değişikliği konferansı diliyorum.''