1.2 milyar avroluk RES yatırımı mevzuat tehdidi altında
TÜREB tarafından düzenlenen toplantıda orman mevzuatındaki değişikliklerin RES yatırımlarına etkisi tartışıldı
Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği tarafından düzenlenen bir toplantıda orman izinleri ile ilgili yönetmelik taslağı’nın rüzgâr enerjisi sektörüne olan etkileri masaya yatırıldı.
21 Eylül 2013 tarihinde Ankara’da düzenlenen toplantıya Orman ve Su İşleri ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkilileri ve rüzgâr enerjisi sektörü temsilcileri katıldı.
Toplantıda ilk konuşmayı yapan Orman İşleri Genel Müdür yardımcısı Recep Kaşan taslak yönetmeliği genel olarak değerlendirirken ikinci konuşmayı yapan Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğünden Daire Başkanı Sabahattin Öz ise düzenlemeyi eleştirdi. Öz açıklamasında yenilenebilir enerji kanununda rüzgâr enerjisi sektörü için orman alanları kiralarında yüzde 85’lik indirim öngörüldüğünü hatırlatırken, yeni hazırlanan düzenlemenin ise bu bedelleri 12 kata kadar arttırdığına dikkat çekti. Konuşmasında Türkiye’nin rüzgâr enerjisindeki 2023 hedeflerine de vurgu yapan Sabahattin Öz yönetmeliğin yatırımların önünü tıkayabileceğini ve bu tür uygulamalar ile yatırım süreçlerinin aksamasının Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşmasını geciktireceğini ifade etti.
”1.2 milyar avroluk yatırım başka alanlara kayabilir”
Enerjisa İş Geliştirme Müdürü İbrahim Erden ise düzenlemeyi yatırımcılar açısından yorumlayan konuşmasında, taslağın yatırımların fizibilitelerini bozduğunu dile getirirken, bunun rüzgâr enerjisi yatırımcılarının 1.2 milyar avroluk yatırımdan vazgeçmesine ve başka yatırımlara kaymalarına neden olabileceğini söyledi.
Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği Başkanı Mustafa Serdar Ataseven ise taslak yönetmeliğin yarattığı belirsizlik nedeni ile rüzgâr enerjisi yatırımlarında altı aydan fazla bir zamanın kaybedildiğini söylerken sektörün yatırımların bir an evvel harekete geçmesini beklediğini kaydetti. Ataseven orman alanlarında yatırım yapanların orman yangınlarına ilk müdahaleyi yapan kişiler olduğuna da dikkat çekerken, Orman Genel Müdürlüğünün bu kişileri eğitelim talebine karşılık, TÜREB olarak her türlü işbirliğine açık olduklarını söyledi.
Toplantının ikinci oturumunda ise Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve İstanbul ile Gelibolu yarımadasındaki tüm orman alanlarının rüzgâr enerjisi yatırımları için kapatılmasına yol açabilecek tebliğ değerlendirildi.
”Rüzgâr’ın yerini diğer yakıtlar alabilir”
Bu oturumda ilk sözü olan Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Daire Başkanı Yusuf Ceran tebliğ hakkında bilgi verdiği konuşmasında, tebliğin yayınlanma nedenini ekolojik değerlendirme raporunun mevzuat haline getirilme amacı olarak açıkladı.
Enerji Bakanlığı’ndan Ergun Akalın ise tebliğin mevzuatlar ile çeliştiğini ifade ederken, bölgesel kapatmanın olamayacağını ifade etti. Akalın konuşmasında Türkiye’deki rüzgâr santrallerinin geçen yıl Ankara’nın ısınma ihtiyacını karşılayacak seviyede enerji üretimi sağladığını söylerken, enerji ihtiyacının yenilenebilir enerjiden karşılanmadığı takdirde diğer yakıt türlerine yönelinileceğini ve bu durumun ülke ekonomisine ağır yükler getirebileceğine vurgu yaptı.
APK Daire Başkanı Enver Erkul ise bu bölgelerdeki trafo merkezleri ve enerji nakil hattı yatırımlarının bir kısmının tamalandığını, bir kısmının ise devam ettiğini söylerken bölgelerin kapatılması durumunda TEİAŞ’ın gerçekleştirdiği 100 milyon liranın üzerindeki yatırımın çöpte atılacağı uyarısında bulundu. Erkul ayrıca planlanan tesislerinin hayata geçmemesi nedeni ile açığa çıkacak olan elektrik ihtiyacının da karşılanamayacağını ve bölgede gerçekleşmesi öngörülen 800 ila 1,000 MW kurulu gücündeki projenin gerçekleşememesi nedeni ile devletin katkı payları kaynaklı olarak, yıllık 43 milyon TL’nin üzerindeki gelirden mahrum kalacağını ifade etti.
”Santraller kuş ölümlerine yol açmıyor”
Etkinlikte rüzgâr enerjisi santrallerinin doğal hayata etkisi konusunda bilgiler veren Akdeniz Üniversitesi Ekoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Erdoğan ise kuş göç yolları üzerinde bulunan rüzgar tesisleri ile ilgili olarak yaklaşık 4 yıldır incelemelerde bulunduklarını söylerken, santraller nedeni ile herhangi bir kuş ölümüne rastlamadıkları bilgisini verirken, yurtdışındaki uygulamalardan da örnekler paylaştı.
Türkiye’nin ilk rüzgâr enerjisi yatırımcısı Erol Demirer ise 15 yıllık tecrübelerine rağmen bugüne kadar kuşlar ile ilgili herhangi bir olumsuzluk yaşamadıklarını, kuş göç dönemlerinin izlenmesinin önemini bildiklerini ve tüm yatırımcıların doğal hayatın korunması için tedbirli davrandığını anlattı.