Korunan alanlar için ‘Ekosistem Temelli Planlama’ çalışması yapılıyor

‘’Millet bahçeleri iklime karşı dirençli kentler bağlamında ele alınıyor’’

10 Haziran 2019

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum AB entegrasyon öncesi yatırım fonlarına ‘’korunan alanlar, iklim değişikliği ve ekosistem temelli planlama’’ çerçevesinde projeler hazırlandığını ve karşılıklı değerlendirme sürecine geçildiği bilgisini verdi.

Bakanlık tarafından yayınlanan açıklamaya göre Kurum millet bahçeleri sayısının artırılmasını da kentsel ısı adalarının etkilerini azaltarak iklime karşı dirençli kentler oluşturma bağlamında ele alındığını altını çizerken, şunları kaydetti;

“Kentlerin içerisinde ve periferinde yer alan korunan alanların sayılarının arttırılması, niteliklerinin iyileştirilmesi yerleşim alanlarının iklime karşı dirençli yaşam ortamları sağlamaları açısından önemlidir. Kentsel ısı adalarının da etkileri bu yöntemler ile azaltılabilir. Bu nedenle oluşturulacak olan millet bahçelerinin sayılarının arttırılması ve ekolojik rehabilitasyona ihtiyaç duyulan alanların bu bağlamda ele alınmaktadır.

Korunan alanlar ile ilgili olarak planlama çalışmalarının ‘Ekosistem Temelli Planlama’ olarak yeniden ele alınmasına ilişkin çalışmalar yapılmaktadır. Korunan alanların yer aldığı Büyükşehir Belediyeleri ile tüm İl ve İlçe Belediyelerimizin hem planlama hem de uygulama bağlamında yeşil altyapı ve ekosistem hizmetleri ile ilgili olarak bilgilendirilmeleri ve desteklenmeleri sağlanacak. Korunan alanlarda bisiklet kullanımının arttırılarak emisyonun azaltılması amacıyla Köyceğiz- Dalyan, Fethiye-Göcek, Kaş-Kekova-Patara ve Datça-Knidos Özel Çevre Koruma Bölgeleri ile Bodrum-Milas-Yatağan Doğal Sit Alanları’nda bisiklet yolları yapımı işine başlanılmıştır.”

Korunan alan oranı %17 düzeyine çıkarılacak

Murat Kurum Türkiye’nin yüzölçümünün halihazırda %9’luk bölümünün korunan alan statüsünde olduğunu, bu oranın her yıl %20 oranında artış ile 2023 yılında %17 seviyesine çıkarılmanın hedeflendiğini de kaydederken, sözlerini şu şekilde sürdürdü;

“Taraf olduğumuz Barselona Sözleşmesi (Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi) ve bağlı protokol ile 18 özel çevre koruma bölgesi ilan edildi. Bu temelde 2009-2014 yılları arasında Küresel Çevre Fonu destekli ‘Türkiye’nin Deniz ve Kıyı Koruma Alanları Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi’, Bakanlığımızca yürütüldü ve pek çok eylem planı, yönetim planı ve bölgesel politikalar geliştirilerek koruma-kullanma dengesine ilişkin Akdeniz Havzası’na özel bir ‘korunan alanlar ağı’ oluşturuldu. Türkiye, dünyadaki 37 ayrı bitki coğrafyasından Avrupa-Sibirya, Akdeniz ve İran-Turan olmak üzere üç farklı bitki coğrafyası bölgesinin kesişme noktasıdır. Dünyada biyolojik çeşitlilik açısından zengin ve acil koruma altına alınması gereken 34 sıcak noktanın üçü de (Kafkasya, Akdeniz, İran-Anadolu) yine ülkemiz sınırları içerisinde bulunuyor. Bu özellik ile Türkiye, dünyada Güney Afrika ve Çin ile birlikte üç sıcak nokta barındıran üç ülkeden birisidir.”