‘Akıllı Enerji Teknolojisi Türk Şirketlerini Avrupa Pazarına Sokacak’

GE Enerji CEO’su John Krenicki  EurActiv Türkiye’ye önemli açıklamalarda bulundu.

23 Mart 2011

EurActiv Türkiye

General Electric (GE) Energy CEO’su John Krenicki EurActiv Türkiye’nin sorularını yanıtladı. Krenicki, YEK kanunundaki değişikliklerin beklenen düzeyde olmasa da marjinal projelerin faaliyete geçmesi için gerekli teşviği sağlayabileceğini kaydetti. Dünyanın enerji kaynaklarını daha akıllıca ve daha verimli bir şekilde kullanmaya ihtiyacın her zamankinden daha fazla olduğunu kaydeden Krenicki, GE’nin bu sebeple sürekli olarak yeni ürünler geliştirdiğini belirtti ve gelecekte daha sık duyacağımız akıllı şebeke teknolojisiyle Türkiye’nin Avrupa enerji arzı ve güvenliğindeki önemli rolüne vurgu yaptı.

***

Yenilenebilir enerjiyi düzenleyen yasada yapılan değişikliğin Türkiye’ye daha fazla yatırım yapılmasını teşvik edeceğini düşünüyor musunuz?

Yasada yapılan değişiklik rüzgar enerjisinin taban fiyatını kWh başına 5.5 Euro’dan 7.3 Dolar’a değiştiriyor. Mevcut Euro/Dolar paritesini göz önünde bulundurursanız, taban fiyatta somut bir değişiklik gerçekleşmiyor. Aslında biz daha yüksek bir taban fiyat bekliyorduk, bu sebeple biraz hayal kırıklığı yaşadık. Yine de ek teşvikler ilgi çekici ve bazı marjinal projelerin faaliyete geçmesi için gerekli teşviği sağlayabilirler. Bu teşviklerin ne kadar gerçekçi olduklarını detaylar açıklandığı zaman göreceğiz. GE olarak bizim stratejimiz, hangi pazar elverişliyse orada üretim yapmak. Eğer siparişlerde artış gözlemlersek, bölgede üretime geçmeyi düşünebiliriz.

Türkiye’de rüzgar potansiyelinin henüz keşfedilmediği bölgeler var mı?

Türkiye, rüzgar enerjisi potansiyeli açısından Avrupa’nın en şanslı coğrafyalarından biri. Ülkedeki rüzgar enerjisi sektörü henüz genç ve bugüne kadar elde edilen detaylı rüzgar ölçümleri sınırlı. Bu sebeple rüzgar enerjisi sektörünün, projeler inşa edecek yeni alanlar bulacağını düşünüyoruz.

Türkiye, Avrupa elektrik şebekesine General Electric’in akıllı şebeke teknolojisiyle bağlanmış bulunuyor. Bu teknolojinin Türkiye’deki olası sonuçlarını kısa ve orta vadede nasıl değerlendirirsiniz?

Bağlantı, enerji ve ekonomi alanında fırsatları genişletecektir. Türk şirketleri böylece Avrupa pazarında enerji alıp satabilecek ve bağlantı Avrupa’da enerji arzını ve güvenliğini güçlendirecektir.

GE, elektrik üretiminden kaynaklanan CO2 emisyonlarını azaltmak için neler yapıyor?

GE, hem müşterilerinin, sera gazı emisyonlarını azaltmak için ürün ver hizmetler sunuyor, hem de şirketin emisyon yoğunluğunu azaltmaya çalışıyor. 2005’de başlatılan   ‘ecomagination’, müşterilerimizin çevresel sorunlarına onların müşterileri, bizim hissedarlarımız, çalışanlarımız ve dünyanın faydasına olacak çözümler bulma çabamızdır. GE’nin ecomagination ürünlerinden bazıları:

– GE’s Integrated Gasification Combined Cycle (Entegre Gazlaştırma Kombine Çevrim) teknolojisi, müşterilerimizin düşük maliyetli, yerel kömür kaynaklarını kullanırken gelişmiş doğalgaz kombine çevrimiyle karşılaştırılabilir emisyon performansı sağlamasına yardımcı oluyor.

– Aero türevli gaz tribünü teknolojilerimiz, yüksek verimlilik sağlıyor. LMS100, geniş kapsamlı operasyonlar için 100 megawatt sağlayabiliyor.

– GE Hitach’ın 1520 MW ESBWR nükleer reaktörü, neredeyse hiç CO2 emisyonuna sebep olmuyor.

– Biyogaz, LFG (çöplük gazı) ve kömür madeni gazı için GE Jenbacher motorlarımız, müşterilerin sıkı emisyon standartlarını yakalamalarını sağlarken, yüksek verimlilik, dayanıklılık ve güvenilirlik de sağlıyor.

Dünyanın enerji kaynaklarını daha akıllıca ve daha verimli bir şekilde kullanmaya ihtiyacımız her zamankinden daha fazla. GE bu sebeple sürekli olarak yeni ürünler geliştiriyor ve mevcut olanlardan enerjiyi daha verimli kullananları dönüştürüyor. Bugün faaliyet göstermekte olduğumuz 21. yüzyıl toplumu, çağdışı kalmış bir elektrik altyapısı üzerine inşa edilmiş durumda. GE’nin akıllı şebeke teknolojileri ise altyapımızı, yaşama biçimimizi yansıtır bir şekilde modernleştirmeye yardımcı olarak.

Akıllı şebeke teknolojisi fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı ve CO2 emisyonlarımızı, şu dört anahtar ile azaltabilir: rüzgar, güneş ve biyogaz gibi yenilenebilirlerden daha çok faydalanmak, merkezi ve dağıtılmış üretim, elektriğin dağıtımındaki verimliliğin artırımı ve şirket ve tüketicileri, akıllı enerji teknolojilerini tercih etmeleri için sürekli olarak bilgilendirmek, ki bu hibrid araçlarda kullanım süresine göre ücretlendirmenin önünü açar.