GÜNDER: ”Türkiye Paris sonrası “güneşe dönüş” seferberliği ilan etmeli’’

GÜNDER’e göre Paris Anlaşması fosil yakıt dönemini sona erdirerek temiz enerji teknolojilerine geçişi işaret ediyor

16 Aralık 2015

GÜNDER (Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu Türkiye Bölümü) COP 21 Paris Taraflar Konferansı sonrasında bir açıklama yayınladı.

Açıklamada değerlendirmelerini paylaşan GÜNDER Başkanı Dr. Kemal Gani Bayraktar Paris Anlaşması’nın 21. yüzyılın ikinci yarısında net salımların sıfırlanması anlamına geldiğini ve fosil yakıt dönemini sona erdirerek temiz enerji teknolojilerine geçişi işaret ettiğini söyledi.

Bayraktar’a göre bu gelişme sonrası Türkiye’nin güneş enerjisi alanındaki yatırımlarını hızla artırarak “güneşe dönüş” seferberliği ilan etmesi gerekiyor.

GÜNDER Başkanı COP21 kapsamında gerçekleşen Uluslararası Güneş Enerjisi İttifakı, Afrika Yenilenebilir Enerji Girişimi, Küresel Güneş Enerjisi Konseyi gibi gelişmelere de dikkat çekerken, GÜNDER’in de Küresel Güneş Enerjisi Konseyi’ne üye olduğu bilgisini verdi.

Bayraktar sözlerini şu şekilde sürdürdü;  “Türkiye’deki güneş enerjisi sektörü, üzerine düşen görevin bilincindedir. Türkiye karbon salımlarını azaltmak ve düşük karbonlu ekonomiye geçmek için yeterli kaynağa sahiptir. Gerek uluslararası konjonktür, gerekse ülkemizdeki sanayici bu zorunlu dönüşüm hızlandırıcı tedbirler alması gerekiyor. Ülkemizin geleceği güneştedir.”

GÜNDER açıklamasında Türkiye güneş enerjisi sektörünün gelişimine yönelik olarak şu öneriler de paylaşıldı;

– 2023 yılına kadar en az 20.000 MW yeni lisans kapasitesi ihdas edilmeli, bununla ilgili başvuru bölgeleri ve şartları acilen açıklanmalıdır.

– Karapınar, Karaman, Niğde ve Van gibi güneş enerjisi yatırım alanları ile ilgili mevzuat bir an önce tamamlanmalı, bu bölgelerle ilgili altyapı eksiklikleri tamamlanmalıdır.

– Özellikle ihtisas bölgeleri ile ilgili lisans başvuru şartları şeffaf ve adil olmalı, önlisans başvuru yönetmeliği ölçüm şartı gibi gereksiz bürokrasiden arındırılarak yeniden
oluşturulmalıdır.

– Lisanssız kapasitelerin yatırıma en kısa sürede dönüşmesi için gerekli tedbirler alınmalı, kısa sürede yatırıma dönüşme ihtimali olmayan kapasiteler düşürülerek gerçek yatırımcıya tahsis edilmelidir.

– Lisanssız üretimle ilgili imar ve enerji nakil hattı gibi problemli konuların haline yönelik iyileştirme tedbirleri alınmalıdır.

– Yerli ürün kullanımına yönelik teşvikler gözden geçirilmeli ve bu katkıların alınma süreçleri basitleştirilmelidir.

– “Güneş kentleri” konseptiyle, belediyelere hibe destekleri verilerek, tüketimlerini bu kaynaktan karşılamaları sağlanmalıdır.

– Binaların ve şehirlerin tasarımında güneşten yararlanma öncelikli olmalı, binaların güneşle enerji verimli renovasyonu ve bütünleşik güneş enerjisi sistemleri kullanımı ilgili mevzuatlar çerçevesinde güvence altına alınmalıdır.

– Ulusal enerji tüketiminin en az üçte birini oluşturan ısıtma ve soğutma ihtiyaçlarının giderilmesinde öncelikli olarak güneş ısıl teknolojilerinden yararlanılmasına ve bu sayede kademeli olarak doğal gaz tüketiminin azaltılmasına yönelik bir eylem planı oluşturulmalıdır.

– Güneşle ısıtma ve soğutma, Bölgesel ısıtma ve soğutma, Güneşle proses ısısı üretimi ve ısı depolama alanlarında da örnek uygulamalarla yaygınlaştırılmalıdır. Isıtma, soğutma ve proses ısısı üretiminde güneşten yararlanma karbon salımını azaltmada ve enerji bağımsızlığımızı sağlamada önemli bir kaldıraçtır. Isıl güçte de, 2023 yılına kadar 20.000 MW ısıl güce ulaşılması hedefler arasında yer almalıdır.

– Mevcut çatılar güneşten hem elektrik hem de ısı üretimi açısından azami fayda sağlayacak şekilde ülkemiz düşük karbon hızlı büyüme sürecine ivedi dahil edilmelidir.

– AVM, otel, sanayi kuruluşu, tarımsal işletme, vb. yaygın etkisi olacak sektörel hibe programları başlatılarak, 3 yıl içinde her bir segmentteki örnek uygulama sayısı en az 1.000’e çıkartılmalıdır.

– TÜBİTAK bünyesinde yeni bir çağrı oluşturularak, güneş teknolojilerinin geliştirilmesine yönelik 5 yıllık bir program başlatılmalı, bu alandaki yerli üreticilerin bu programda yer alması sağlanmalıdır.

– Yeterince tecrübe kazanılarak risklerin tanımlandığı güneş sektöründeki finans koşulları iyileştirmeli, Bankalar özellikle teminat koşullarını, sigortalar poliçe koşullarını gözden geçirmeli ve iyileştirmelidir.

– Ulaşım ve taşımacılıkta da güneş enerjisiyle bütünleşik çözümlerin geliştirilmesi, ülkemiz karbon salımlarını azaltmada etkin rol oynayacaktır.