”Avrupa Birliği iklim hedeflerinde daha hırslı olmalı”

AB üyesi 13 ülkenin çevre bakanı Avrupa Birliği’nin iklim değişikliği ve düşük karbon ekonomisi hedeflerinin yükseltilmesi çağrısında bulundu


6 Kasım 2013

Avrupa Birliği üyesi 13 ülkenin çevre bakanı AB’nin iklim ve enerji alanında 2030 için daha hırslı hedefler koyması ve Avrupa’daki düşük karbon ekonomisini geliştirecek yatırımları artıracak önlemler alması gerektiği konusunda bir çağrı yayınladı.

İngiltere Enerji ve İklim Değişikliği Bakanlığı öncülüğünde  hazırlanan ”Yeşil Büyümeye Geçiş’’ başlıklı çalışmanın yayınlanması dolayısı ile yapılan ortak açıklamada Emisyon Ticaret Sistemi’nde (ETS) reform yapılması gerektiği ve çevre politikalarının, enerji fiyatlarını kontrol altında tutma çabaları ile çelişmemesi gerektiği kaydedildi.

Bununla birlikte çalışmada imzası bulunan ülkeler arasında atılacak adımlar adına fikir ayrılıkları bulunuyor. İngiltere yalnızca tek bir karbon azaltım hedefi isterken Danimarka,  karbon, yenilenebilir enerji ve enerjide tasarruf başlıkları için üç ayrı hedef belirlenmesini istiyor. Portekiz’e göre ise bunlara ek olarak enerji altyapısının iyileştirilmesi için dördüncü bir hedef daha koyulmalı.

Avrupa Birliği’nin ise halihazırda bu alanda 2020 yılı için üç resmi hedefi bulunuyor. Birlik, üye ülkelerin emisyonlarının 2020 yılında 1990 seviyesine göre yüzde 20 oranında azaltmasını, enerji üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payının yüzde 20’ye çıkmasını ve enerji tüketimini bu tarihte öngörülen seviyenin yüzde 20’si oranında azaltmasını hedefliyor.

Çalışmada IPCC tarafından hazırlanan beşinci değerlendirme raporuna atıf yapılarak, bilim insanlarının iklim değişikliğinin yüzde 95 oranında insan faaliyetlerinden oluşan sera gazı salımları kaynaklı olarak gerçekleşmekte olduğunu gösterdiği belirtiliyor.

Raporda iklim değişikliğinin etkilerinin Avrupa’da görülmeye başladığının da altı çizilirken, bunlar yağışların azalması, daha yoğun, uzun ve şiddetli gerçekleşen sıcaklık ve kuraklık dalgaları ve aşırı iklim olayları olarak sıralanıyor.

Çalışmada ayrıca küresel sigorta endüstrisi verilerine göre aşırı iklim olaylarından kaynaklı ekonomik kayıpların 1970’teki 5 milyar dolarlık seviyeden, bugün 60 milyar dolara yükseldiği ve birçok güvenlik uzmanı ve askeri yetkiliye göre ise iklim değişikliğinin en büyük tehditlerden biri olduğunu belirttiğine de vurgu yapılıyor.

Çalışmada paylaşılan verilere göre Avrupa kullandığı petrolü yüzde 80 oranında, doğal gaz ihtiyacını ise yüzde 60 oranında ithalat yolu ile karşılarken, Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre bu bağımlılığın 2035 yılına kadar petrolde yüzde 90, doğal gaz’da ise yüzde 80’e ulaşağı ifade ediliyor. Bu durum ise Avrupa’nın fosil yakıt maliyetinin 2035’te yıllık 615 milyar dolara yükselmesine neden olacak.

Çalışmanın yazarlarına göre Avrupa’da ”ışıkları açık tutmak” ve karbonsuzlaşmada ekonomik bir yol için Avrupa’nın mutlaka eski enerji santrallerini temiz enerjili olanlar ile değiştirip enerji altyapısını önemli ölçüde iyileştirmesi gerekiyor.

Bunun için ise Avrupa çapında 2020 yılına kadar 1 trilyon avro, 2025 yılına kadar 2.5 trilyon avro ve 2050 yılına kadar ise 7 trilyon avroluk yatırım yapılması gerekiyor. Rapora göre bu 2020’ye kadar Avrupa ülkelerindeki doğal gaz yatırımlarının yüzde 30, elektrik yatırımlarının ise yüzde 70 oranında artması anlamına geliyor.

Çalışmada ayrıca yıllık 4 trilyon avroluk büyüklüğe ulaşan küresel düşük karbon ve çevre ekonomisi pazarında Avrupalı şirketlerin yüzde 22 pazar payına sahip olurken, ABD’li şirketlerin payının yüzde 19, Çinli şirketlerin yüzde 13, Hindistan ve Japonya’nın ise yüzde 6’lık payları olduğu bilgileri paylaşılırken Avrupa’nın bu alandaki liderliğini ABD ve Çin’e karşı koruması gerektiğine de vurgu yapılıyor.