Akkuyu NES için bilirkişi incelemesi yapıldı

İnceleme projenin ÇED raporuna verilen olumlu kararının iptali için açılan dava kapsamında yapıldı

12 Temmuz 2016

Mersin’de yapılması planlanan Akkuyu Nükleer Enerji Santrali (NES) projesinin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun iptali için açılan davanın bilirkişi incelemesi dün yapıldı.

Davanın görüldüğü Danıştay 14. Dairesi tarafından görevlendirilen 15 kişilik bilirkişi heyeti ve davacılar dün santralin yapılacağı sahada incelemelerde bulundu.
Dava Akkuyu NES Projesi’nin ÇED raporu için verilen olumlu kararının ardından, 14 sivil toplum örgütü ve 80 kadar vatandaş tarafından raporun birçok eksik ve usulsüzlük içerdiği gerekçeleri ile açılmıştı.

Davacı sivil toplum kuruluşları arasında yer alan TEMA Vakfı tarafından konu ile ilgili yapılan açıklamada nükleer santrallerin herhangi bir kaza yaşanmaması durumunda bile toprak varlıkları kaybına yol açabileceği ayrıca santralin soğutma sularının deniz, akarsu ve göllerdeki habitatlarda tahribata yol açarak doğaya ve yaşama zarar vereceği hatırlatıldı.

Açıklamada TEMA’nın açtığı davada Akkuyu NES projesi için hazırlanan ve olumlu kararı alan ÇED raporuna yönelik bazı noktalara dikkat çektiği bildirildi.

Bunlar ise atıkların nakli sırasında oluşabilecek bir kazaya ilişkin acil eylem planı olmaması, radyoaktif atıkların bertarafı şu anda mevcut olmayan bir mevzuata dayandırılması, kullanılacak reaktörünün TAEK Mevzuatı’ndaki “sınanmışlık” ilkesini ihlal ettiği, acil koruyucu eylem planında ciddi eksiklikler olduğu ve santralin iklim değişikliğine ve deniz ekosistemine olumsuz etkilerine yer verilmemesi olarak sıralandı.

TEMA’nın konu ile ilgili açıklamasında ayrıca şu ifadeler yer aldı;

“Nükleer atıkların güvenli bir şekilde nasıl ve nerede depolanabileceği konusu bugünün teknolojisiyle bile çözülebilmiş değil. Bu son derece tehlikeli bir sorun. Tüm bu gerçekler, nükleer enerjinin aslında sanıldığı kadar temiz olmadığını gösteriyor. Biz de TEMA Vakfı olarak, yaşam için bu kadar ciddi bir tehdit olan nükleer enerjiden vazgeçilmesini istiyoruz.”

TEMA açıklamasında proje ile ilgili bazı sorulara da yer verildi;

• ÇED raporunda yer verilen tsunami önlemleri yeterli midir?

• ÇED raporunda yer verilen meteorolojik değerlendirmelerin, iklim değişikliği etkileri (soğutma suyu, kaza anında etki alanı) açısından yeterliliği değerlendirildi mi?

• ÇED raporunda bölgenin depremselliği ve deprem riski güncel yöntemlerle ortaya konmuş mudur?

• Yer seçimi, bölgenin ekolojik özellikleri (korunan alanlar, endemik bitki, hayvan ve böcek türleri, balık yatakları, Akdeniz foku yaşam alanları) ve 1. derece arkeolojik sit alanı açısından uygun mudur?

• Nükleer güç santrali, Akdeniz deniz ekosistemi üzerinde ne gibi etkilere (denizden çekilecek soğutma suyu miktarı, deniz suyu sıcaklığını artırması, Akdeniz’de akıntı yaratması) neden olacak?

• Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin dayanağı olan hükümetlerarası sözleşme şartları Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltabilecek mi?

• Nükleer güç santralini inşa edecek olan Rusya’nın, Akdeniz gibi sıcak bir iklim ve sıcak bir denizde bir nükleer santral inşa, işletme ve sökme deneyimi var mı?

• Kaza durumunda 3. kişilere karşı sorumluluklar nelerdir?

• Nükleer güç santrali için öngörülen kullanılmış yakıtların bertaraf yöntemlerinin (Boğazlardan geçirilmesi, kalıcı depolama, nihai depolama, derin jeolojik depolama) çevre ve insan sağlığı açısından etkileri nelerdir?

• Kaza durumunda Rus mevzuatının uygulanacak olması Türk mevzuatı açısından uygun mudur?

• 800 m olarak belirlenen sağlık koruma bandı, bir nükleer güç santrali için çevre ve insan sağlığı açısından yeterli midir?

• Santralin işletmeden çıkarılması ve sökümü için öngörülen yöntemler (santralin betonla kaplanması) çevre ve insan sağlığı açısından uygun mudur?